Bugün milyonlarca öğrenci okullarına döndü. Kürsülerden süslü sözler, protokol konuşmaları duyduk ama asıl soruyu kimse sormadı: Bir gecede mi cahil kaldık, yoksa asırlardır cehalete mahkûm edilip, gerçek değişimden mi uzak tutulduk?
Osmanlı, değişime direndiği için karanlıkta kaldı. Avrupa bilimle, matbaa ile ilerlerken Osmanlı halkı, okuma-yazmayı öğrenemedi. Halkın çoğu, harfleri bile tanımadan hayatını tamamladı. Suç harf devriminde değil, asırlardır “okumasın, sorgulamasın, bilmesin” diyen zihniyetteydi.
Cumhuriyet, 1928 Harf Devrimi ile bu zinciri kırmaya kalktı. Bugün hâlâ “bir gecede cahil bırakıldık” diyenler var. Oysa o gece, halkın zaten çoğu cahildi! Yeni alfabe, bu ülkeye milyonlarca yeni okuryazar kazandırdı. Gerçek devrim buydu.
Ama şimdi soralım: Bugün çocuklarımız gerçekten özgür düşünceyle mi yetişiyor? Eğitim, siyasetin ve ideolojinin oyuncağı olmaya devam ederse, 100 yıl önce yapılan devrimlerin anlamı da yarın unutulacak.
Yeni eğitim yılı başlarken dileğim şudur: Artık bu ülkenin öğrencileri, geçmişin cehaletini değil, geleceğin bilimiyle büyüsün. Nutukla değil, icraatla; hamasetle değil, akılla yol alınsın.
Eğer cesur adımlar atmazsak, yarın yine aynı soruyu sormak zorunda kalacağız:
“Bir gecede cahil mi kaldık, yoksa hep mi cahil bırakıldık?”