Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kırsal nüfusumuz her geçen yıl azalıyor. Son verilere göre kırsalda yaşayan nüfus %6.6 oranında düşmüş durumda. Bu azalmanın nedenleri tartışılırken, en önemli faktörlerden birinin eğitim olduğu görülüyor. Eğitime erişim zorlaştıkça, köylerde yaşamak cazip olmaktan çıkıyor ve insanlar şehirlere göç etmek zorunda kalıyor.
Bu noktada, eski Milli Eğitim Bakanı ve Ordu Milletvekili Mahmut Özer’in, kapatılan Köy Enstitüleri hakkında yazdığı bir makale dikkatimi çekti. Özer, Köy Enstitülerinin “amacından saptığını” ve “siyasi-ideolojik bir projeye dönüştüğünü” iddia ediyor. Ancak burada bir çelişki göze çarpıyor: Sayın Özer, Köy Enstitüleri’nin kapatılmasından 15 yıl sonra doğmuş bir isim. Buna rağmen, belli bir kesimin görüşlerini alıntılayarak bu kurumları eleştirmesi, meseleyi akademik bir çerçevede değil, ideolojik bir bakış açısıyla değerlendirdiğini gösteriyor.
Özer’in makalesinin özetinde, Köy Enstitülerinin “köy öğretmeni yetiştirmek ve kırsal kalkınmayı desteklemek için kurulduğunu, ancak zamanla ideolojik endoktrinasyon tartışmalarıyla meşruiyetini kaybettiğini” belirtiyor. Peki, aynı Mahmut Özer, Milli Eğitim Bakanlığı döneminde kırsal kesimdeki eğitimi geliştirmek adına ne yaptı? Köy okulları kapatıldı, öğrenciler taşımalı sisteme mahkûm edildi, eğitim verilen binalar köy düğün salonlarına çevrildi.
Bugün kırsaldaki okullar kapanırken, köylerden kentlere göç hızlanırken, eğitimde fırsat eşitsizliği derinleşirken, Köy Enstitülerine yönelik bu tür bir eleştiri bana “Dinime laf eden, bari Müslüman olsa” sözünü hatırlatıyor. Köylerde eğitimin bitirilmesine göz yumanlar, kırsal nüfusun hızla azalmasına sebep olan politikaları destekleyenler, bugün Köy Enstitülerine ideolojik diyerek eleştiriyor. Köyleri boşaltanlar, eğitimi bir yazboz tahtasına çevirenler, Köy Enstitülerine laf söylemeden önce dönüp kendi yaptıklarına bakmalı.
Köy Enstitüleri bir eğitim reformuydu, kırsalı kalkındıran bir projeydi. O dönem kapatılarak büyük bir hata yapıldı ve bugün de kırsalın kaderi değiştirilemiyor. Türkiye’nin eğitim politikaları konusunda ciddi bir hafıza kaybı yaşadığını görmek üzücü. Şimdi köyleri boşaltıp, eğitimi çökertip, sonra da Köy Enstitülerini eleştirmek, en hafif tabiriyle tutarsızlıktır